Ankara’nın Sırrı Hacı Bayram-ı Veli" kitabı tanıtıldı

Erdem Kutalmış Demirağ

Sa, 04/18/2023 - 10:06 tarihinde erdemdemirag tarafından gönderildi

"Ankara’nın Sırrı Hacı Bayram-ı Veli" kitabı tanıtıldı!

Ankara Kent Konseyi(AKK) Hacı Bayram-ı Veli Kültürel Etkileşim Çalışma Grubunun bir projesi olan, 'Ankara’nın Sırrı Hacı Bayram-ı Veli' kitabının tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Hacı Bayram-ı Veli'nin anlatıldığı kitabın düzenlemesini grup sözcüsü Pınar Öztürk yaptı.

 

Ankara Kent Konseyi(AKK) Hacı Bayram-ı Veli Kültürel Etkileşim Çalışma Grubunun bir projesi olan, 'Ankara’nın Sırrı Hacı Bayram-ı Veli' kitabının tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Ankara’nın manevi mimari Hacı Bayram-ı Veli inin anlatıldığı kitabın düzenlemesini grup sözcüsü Pınar Öztürk yaptı.

 

"BİZLER BU İŞE ÇOK AMATÖRCE BAŞLADIK"

Tanıtım toplantısına, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve Kültür & Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir Ödemiş, AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Ankara Ticaret Odası(ATO) ve Anadolu Evliyaları Derneğinden(AED) de önemli isimler katıldı. 

Programın açılış konuşmasını yapan Hacı Bayram-ı Veli Kültürel Etkileşim Çalışma Grubu Kurucu ve Sözcüsü ayrıca Anadolu Evliyaları Derneği Kurucu Başkanı Pınar Öztürk, "Bugün burada bu masa etrafında Hacı Bayram-ı Veli hazretlerini ve somut olmayan kültürel mirasımızı konuşmak üzere sizleri bir arada gördüğüme gerçekten çok sevindim. Bizler Hacı Bayram-ı Veli Kültürel Etkileşim Çalışma Grubu  olarak Hacı Bayram-ı Veli kültürünü güncel hayata aktarmayı çok arzu etmiştik. Çünkü biz Hacı Bayram-ı Veli düşünüşünün çok önemli olduğunun farkındayız. Ve bu kıymetin Ankaramızda ve Türkiyemizde diğer insanlar tarafından da fark edilmesini çok istedik. Bizler bu işe çok amatörce Hacı Bayram-ı Veli hazretleri hakkında videolar hazırlayarak başladık. Röportajlar yaptık, gazetelerde köşe yazıları yazdık ve bir sergi hazırladık. Sergiyi ilk önce Ankara Kent Konseyi'nde, diğer belediyelerde ve Türk tarih müzesi gibi kurumlarda sergiledik. Kültür ve Turizim Bakanlığı himayelerinde, Kültür Yolu Festivali'nde Hacı Bayram-ı Veli Anma Haftası düzenledik. Bunların sonunda kalıcı bir miras bırakmak istedik. Bunun da akademik boyutta olmasını istedik. Bir kitap yazma niyetine girdik ama bizler birer hacı bayramı veli uzmanı değildik. Konu çok derin olduğu için işi ehline teslim etmemiz gerekiyordu. Herkesi haberdar etmemiz gerekiyordu. Aydınlatıcı bir metin hazırladık ve metin içerisinde amaçlarımızdan, hedeflerimizden bahsettik. Bu metinle beraber destek istedik. Elektronik mail aracılığıyla ülkemizdeki tüm üniversitelerin ilgili fakültelerine ilettik. Aylarca süren mail trafiğinin ardından çok değerli 12 hocamız dönüş yaptı. Farklı konu başlıklarıyla farklı bölümler yazdılar. Bütün hocalarıma sizlerin huzurunda teşekkür etmek istiyorum. ifadelerini kullandı.

"PINAR HANIM BU GRUBU KURMAK İSTEDİĞİNDE ÇOK ETKİLENMİŞTİM"

Ardından sözü Pınar Öztürk'ten devralan Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanı ve Ankara Kent Konseyi(AKK) Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, "Pınar Hanım Hacı Bayram-ı Veli Kültürel Etkileşim Çalışma Grubu'nu kurmak istediği zaman çok etkilenmiştim. Bu katılımcı kültürde zafer hoca burada hocalık yaparken Türkiye’deki ezberlerin dışında bir yapı oluşturmayı arzu ediyorduk. Kentte bu katılımcı kültürle barışık sosyoloji örgütlemek çok kolaydı. Ama buraya mesafeli olan katkı yapması zor olan kesimlerin katkı yapmasını yani zor olanı başardık. Bunun en güzel örneklerinden birini Hacı Bayram-ı Veli Kültürel Etkileşim Çalışma Grubu yaptı. Bu kentin manevi yapıcısı sadece soyut üzerinden girişimcilik yapan belli bir sosyolojiyi bir yere hapsedip orada ezberlerimizi birbirimize hatırlattığımız bir duygu organizasyonu değildi. Ankara Kent Konseyi öteki ile temas kurmayı sağlayan bir yapı olduğu için herkes kendi ezberinin dışına burada kendi güzelliklerini taşıdı. Ön yargılarımızı kırdık. Bu kentin manevi yapıcısının hayallerine uygun bir yapıyla tanışmanın onurunu yaşıyoruz. Hacı bayramı veli maneviyatta elbette yaşıyordur ama bugün Ankara Kent Konseyi’ndeki kaynaşmayı, kardeşliği çıplak gözle de görseydi çok mutlu olurdu. Ankara Kent Konseyi‘ndeki deprem zirvesinde bile depreme karşı tedbir ve deprem sonrası dayanışmaya kadar bütün etkileşimi 4.17 saniyede anlatırken biz hemen manevi yapıcıya sığınmıştık. kentin yapılaşmasıyla maneviyatı bütünleştirmişti. Atatürk’ün Ankara’ya başkenti yapması üzerine Ankara Kent Konseyi’nin son dönem dayanışması iyi ki geldin paşam ile başlamıştı. Kentteki bütün kesimler birleşmişti Dikmen sırtından on binlerce kişi aşağıya doğru yürümüştü. Tekrar bundan önceki yüzyıl öncesindeki gibi tekrar ayağa kalkıp birbirimize tahammül etmeyi öğrenmiştik. Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’yı tercih etmesinin nedeni inebolu limanına yakınlık, güvenli bir kent olması değil. Anadolunun ortasında güvenli bir bölge olması değil, asırlar önce buradaki o hacı bayramı veli inin rengini kattığı ve devamında Ahilik kültürünü yeşertmiş olan bir devlet kurma geleneğini burayı tercih etme neden olur. Bu kent aynı zamanda devlet kurma geleneği olan bir kent. Bozkırın ortasındaki bir kasaba değil. burada 13 organize Sanayi bölgesi, 10’a yakın Teknokent, 1.800.000 emekçi, 23 üniversite ile 400.000 üniversite öğrencisi gibi yüzlerce istatistik yanyana olmasa bile buken sadece hacı bayramı veliden dolayı bile dünya kenti olmayı hak eden bir kent. Burada Ankara’ya büyük bir haksızlık yapıyoruz. Bu manevi miras bile bu kentin dünya başkentleri arasında hak ettiği yeri almasına yeter. dedi.

 

"ANKARA'DA HACI BAYRAM-I VELİ'YE İLİŞKİN ESASLI CÜMLE SÖYLEYEBİLECEK İNSAN YOK"

Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve Kültür & Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir Ödemiş, katılımcılara ve kitapta emeği geçen herkese teşekkür ederek şu ifadeleri kullandı, "Tabii Ulus tarihi kent merkezi çok önemli ama sadece Ulus tarihi kent merkezi değil, bizim Ankara’da geçmiş uygarlıkları kadar dayanan çok sayıda çok önemli tarihi eserler var bu yaşanmışlıklar var bu yaşanmışlıkları elimizden gelebildiğince Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak cumhuriyetimizin 100. yılına hazırladığımız bu yılda yaşama döndürmeye çalışıyoruz biliyorsunuz deprem dolayısıyla kültürel mirasın afetlere karşı direnci direnci ile ilişkin çok sayıda tartışmalar ve çalışmalar oldu tabi bu tartışmalarda da tabi bunu oluşturan nedenler sayılırken (deprem, heyelan, yangın vs.) ideolojik neden gözardı edildi. Bizim burada bize bırakılan hiçbir mirasa ideolojik olarak bakma gibi bir lüksümüz yok. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi 'Anadolu'nun geçmişi bizim geçmişimiz bizim varlığımız var olma nedenimiz dolayısıyla' Anadolu'nun kuruluşundan bugüne kadar var olan tüm mirasa kendi mirasımız gibi bakıp ona o gözle sahip çıkmamız gerekiyor. Maalesef üzülerek belirtiyorum ki rant amaçlı kullanılmış... Keşke bu işleri biz en baştan ele alabilseydik de akıl üretim dayanışma anlamında yol gösterici olabilseydi. Manevi olarak yakışır bir şekilde düzenleseydik Ben Ankara’ya 1965 yılında geldim annem Saman Pazarı'nda Ulus Hali'nde gider alışverişimi yapar oradan da Hacı Bayram-ı Veli'ye uğrar biz sevinç içinde dualar ederdi. Ankara için değerli bir alan olmasına rağmen şunu da üzülerek belirtmek istiyorum Ankara’da çıkıp sorsanız Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri ile ilgili esaslı 1-2 cümle söyleyecek insan sayısı çok azdır diye düşünüyorum. Yanlış anlaşılmasın fakat bugün Pınar Hanımın yaptığı bu değerli çalışma tüm toplum tarafından bilinmesini ve özümsenmesine Halil İbrahim’in de vurgu yaptığı gibi toplumsal birliğimize de olumlu anlamda çağrı yapabileceğini inanıyorum herkese saygılar sunuyorum" dedi.

 

"AHİLİK YAŞAYACAK"

Mehmet Tuncer, "Merhaba, öncelikle herkezi tek tek selamlıyorum. Öncelikle kitabın ismi çok kıymetli 'Ankara’nın Sırrı' bana göre buradaki en orijinal şey kitabın başlığında geçen 'sırrı' kelimesi... 'Hacı Bayram' denildiğinde benim aklıma 'kimlik' geliyor, 'Kimlik' denildiğinde; tarih geliyor, ahilik geliyor. Yine 'hoşgörü' ve 'üretim' kavramlarını da söyleyebiliriz. Hacı Bayram için dergahta günün belli saatleri çalışıp çekip çevirecek azdır böyle örnekler bu yönden üreticileri Hacı Bayram biraz katılımcı bir yanıda var. Hacı Bayram-ı Veli'yi yaşatan  Ahilik kültürü ve belki bunun da dünyada örnekleri çok az ahilik eğer bir yönetimse bu yönetimin oluşumu bir 1 buçuk asır önce ve 20. yüzyılın başında ahiliğin bir Cumhuriyet yönetimi olabileceği ve söylenmiştir bir asırdır bu tartışılıyor milli mücadelenin Hacı Bayram-ı Veli'nin cami nde başlatılması ve bu mücadelenin sonunda bir Cumhuriyet rejiminin kurulması Hacı Bayram-ı Veli'nin 15. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına Cumhuriyet yönetiminin öngördüğü söyleyebiliriz çünkü onun cami nde başlayan başlatılan milli mücadele galibiyetle sonuçlandı ve cumhuriyetimizin kuruldu bu bence çok önemlidir hazır Ankara‘yı da konuşurken şuna da değinmek istiyorum" diyen Tuncer sözlerine şu şekilde devam etti "Benim teklifim şu Hacı Bayram Veli yetiştiren Ahilik halk iktidari olarak algılarsak o demokrasi kelimesinde halk iktidar ve halk olarak tecrübe edersek o zaman ahilik bunu başarmış ahilik bunu etek kemiğe büründürmüş sonra da Osmanlı’ya bu Toprakları teslim etmiş Ben burada şunu belirtmek istiyorum demokrasi Cumhuriyet ne kadar kıymetli kavramlarsan ahiliğin de aynı şekilde Siyaset bilimi okuyan ve üniversitelerde derslerinin görülen o görenler ahiliği ahilik yönetim tarzının da okutulmasının ve dersinin görülmesini gerektiğini öneriyorum Özetle şunları söylemek isteyecek olursan biz hacı bayram veli Ahilik üzerinden okuyabiliriz ama Ahilik Anadolu döneminden kalmış olan bir kavram değildir hala yaşamaktadır Ankara’nın sokaklarında Türkiye’de sokaklarındam ah yayılmış bir dahil iki var yayılmış bir Ahilik var hacı bayram veli ahiliğin bir ürünüdür Ahilik ise Ankara inşa etmiştir benim ise ilgililere istirhamım şudur hacı Bayram ve çevresi olmak üzere Ankara merkezin çevreleri de dahil Ahilik coğrafyasında bir çıkarsak Ankara sınırları dahilinde pekçok ahini göreceğiz. Ahilik olmadığı zamanlar Buraların yabancı bir yerden farkı yoktur" ifadelerine yer verdi.

Haber Tarihi