Ankara Kent Konseyi (AKK), kent için bir ilke daha imza atarak “Cumhuriyet, Uygarlık ve Eğitim” sempozyumuna ev sahipliği yaptı.
Kentte eğitimden spora her alanda çalışmalarını sürdüren AKK, alanında uzman isimleri sempozyumda bir araya getirerek eğitim alanını tüm yönleriyle masaya yatırdı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, “Eğitimi diploma olarak algıladık, hayatın her alanında pratik sonuçlar almak için kullandık. Eğitimsizliği satın aldık, liyakati yok ettik” ifadelerini kullandı.
AKK Çalışma Grubu tarafından, Keçiören Belediyesi’nin desteğiyle ve Eğitim Dostları Vakfı, Anadolu Organize Sanayi Bölgesi, Ankaralılar ve Ankara’yı Tanıtma Vakfı iş birliğinde, “Cumhuriyet, Uygarlık ve Eğitim” başlıklı bir sempozyum düzenledi.
İki oturumdan oluşan sempozyumda alanında uzman isimler, AKK’nin eğitim alanındaki çalışmalarını, Cumhuriyet döneminde eğitim anlayışını, günümüz eğitim sistemini, eğitimde fırsat eşitliğini, ailenin eğitimdeki rolünü, teknik eğitim ve eğitimin yaşama uyumluluğu gibi konuları masaya yatırılarak katılımcılara aktardı.
“BU SEMPOZYUMDAN ÇOK DEĞERLİ KATKILAR ÇIKACAĞINA HİÇ ŞÜPHEM YOK”
Sempozyuma video mesaj gönderen ABB Başkanı Mansur Yavaş, “Tüm katılımcılara Ankara adına, Ankara halkı adına, Ankara Büyükşehir Belediyesi adına çok teşekkür ediyorum. Bu sempozyumdan çok değerli katkılar çıkacağına hiç şüphem yok. Katılımcılar, devletimizde önemli görevlerde bulunmuş yetkin kişiler. Emeklerinizden dolayı hepinize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“EĞİTİMİ DİPLOMA OLARAK ALGILADIK, HAYATIN HER ALANINDA PRATİK SONUÇLAR ALMAK İÇİN KULLANDIK”
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, “Sadece eğitimi değil, hayatı, davranışı, kültürü, sanatı, insan ilişkilerini, medeniyeti, birbirimize sevgimizi, kamplaşmaktan kurtulmamızı, istihdamı ve birbirimize saygı duyduğumuz bir yaşam anlayışını geriye götürecek bir sempozyumu başlatmamız lazım. Eğitimi diploma olarak algıladık, hayatın her alanında pratik sonuçlar almak için kullandık. Eğitimsizliği satın aldık, liyakati yok ettik. Bunlarla beraber; ustalığı, mavi yakayı, iş ahlakını, birbirimize saygıyı yok ettik. Etrafın ışığından rahatsız olmaya başladık, bilenden korktuk, bilmeyenlerden bir takım oluşturduk. Bizden iyi olan herkesi aşağıladık, dipte eşitlenmeye çalıştık. İnsan hayatından ekonomiye kadar her alanda, felakete doğru gittiğimiz bir ortamda, geriye dönmeyi çok değerli buluyorum” diye konuştu.
AKK EĞİTİM ÇALIŞMA GRUBU, ÇALIŞMALARIYLA KENTE IŞIK TUTTU
AKK Eğitim Çalışma Grubu’nun eğitim alanında kent için gerçekleştirdiği çalışmalardan da bahseden Yılmaz, “Bizim Eğitim Çalışma Grubu’muz, ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği İçin Yeni Yaklaşımlar: Hibrit Eğitim Modelleri’ diyerek başladı ve bu bütçesiz alanda hibrit eğitim modellerini tartıştılar. Sonra, ‘Mavi Yaka Olmadan İnovasyon Mümkün mü?’ diyerek bir çalıştay yapıp mavi yaka ve beyaz yaka arasındaki ilişkiyi ele aldılar. Ardından, ‘Sıfır Atık, Geri Dönüşüm ve İleri Dönüşüm Farkındalık Günleri’ ile çevre ve doğa bilinci arasındaki ilişkiyi kurarak farkındalık başlattılar. En son, ‘Kapsayıcı Eğitim, Engelsiz Kentler: Yerel Yönetimlerde Erişilebilirlik Uygulamaları’yla kent ve eğitim ilişkisini masaya yatırdılar. Bunların hepsi, güzel ama bütçesiz olan bir mekânda oldu. Tek bir kuruş harcanmadı. Dolayısı ile bütçe kullanan herkese soru soracağımız, davranış bozukluğunu tedavi edeceğimiz, bize hükmeden davranış bozukluğuna itiraz edeceğimiz bir özgüveni, anaokulundan itibaren birey olmayı, kula kul olmamayı aşılayacağımız bir eğitim müfredatını beklediğimizi arz ediyorum” dedi.
“SEMPOZYUMUN ADI ‘CUMHURİYET OLSUN, UYGARLIK OLSUN VE İLLA Kİ EĞİTİM OLSUN’ DEDİK”
AKK YİK üyesi ve Eğitim Dostları Vakfı Başkanı Özgün Ökmen, “Cumhuriyet Uygarlık ve Eğitim Sempozyumu”nun düzenlenme amacına ve sempozyumun hazırlık sürecindeki çalışmalara değinerek şunları söyledi:
“Bu sempozyum bir başlangıçtı. Bugüne kadar adını andığımız eğitimin bizim tarafımızdan nasıl geriye götürüleceğini hep beraber tartışacağız. Eğitim geriye götürülür mü? Evet götürülür. Eğitim geriye götürülürse, Rönesans olur. Eğitim geriye götürülürse, Köy Enstitüleri olur. Biz bunun idealini yeniden yakalama adına, çağdaş değerlerle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve kurtarıcısı Büyük Önder Atatürk’ün bize bıraktığı emaneti, kesinlikle doğru ellerde ve doğru yönlerde götürmemiz lazım. Sempozyumumuzun konusunu hiç tartışmadık, ilk toplantıda karar verdik. ‘Cumhuriyet olsun, uygarlık olsun ve illa ki eğitim olsun’ dedik. Cumhuriyet’in ne olduğunu, nelere malum olduğunu, medeniyet beşiğinin tam ortasında olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nde, uygarlığın bize getirdiği artı ve eksilerin nasıl toplumsal birliktelikle Atatürk’ün söylediği gibi, bu topraklarda yaşayan herkesin Türk olduğu bilinciyle, bugüne gelen durumlarda çok düşünmeye ve bazı konuların üzerinde tartışmaya başladık.”
SEMPOZYUMUN İKİ OTURUMUNDA DA ALANINDA UZMAN İSİMLER, EĞİTİM KONUSUNU TÜM YÖNLERİYLE ELE ALDI
Sempozyumun ilk oturumunda hem moderatör hem de konuşmacı olarak yer alan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu önceki Başkanı Prof. Dr. Sadık Kemal Tural, “Türk Kültürü ve Değerleri Açısından Eğitim Sistemi” konusunu ele alarak örgün eğitimin detaylarını katılımcılara aktardı ve örgün eğitime toplumun ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Oturumda, “Türk Eğitim Sisteminde Aile Ortamı ve Maneviyat” konulu bir sunum yapan AKK YİK üyesi Ayşe Sucu, eğitimin okulda değil, ailede başladığını belirterek ebeveynlerin çocuklarına, “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusu yerine, “Büyüyünce nasıl bir insan olacaksın?” sorusunu sormalarını tavsiye etti.
Ankara Üniversitesi Yüksek Lisans öğrencisi Elif Yegin ise oturumda, “Benim Eğitim Serüvenim” başlığı altında eğitim sürecinden bahsederek öğrencilerin eğitime bakış açısını yorumladı.
“Eğitimde Fırsat Eşitliğinin Önemi” konusuyla oturumda konuşmacı olan AKK Eğitim Çalışma Grubu Sözcüsü Cemil Karagöz, “Eğitimde bütün bireyleri, eşit saymaktan daha büyük bir eşitsizlik yoktur” diyerek, eğitimde fırsat eşitliği için her bireyin ihtiyacını karşılayabilecek araçlar kullanarak kapsayıcı bir eğitim modeli kurgulanması gerektiğine vurgu yaptı. Karagöz, ardından AKK Eğitim Çalışma Grubu’nun faaliyetlerini de katılımcılara anlattı.
“EĞİTİM, AHLAK, ADALET DEĞERLERİNİ KÖRELTTİĞİMİZDE HİÇBİR DEĞERİ KAZANABİLME ŞANSIMIZ OLMAYACAK”
AKK YK üyesi ve eğitimci Sevinç Atabay moderatörlüğünde gerçekleşen sempozyumun ikinci oturumunun açılış konuşmasını yapan AKK YİK Başkanı Şevket Bülend Yahnici, “Eğitim konusu açıldığında keyfimiz kaçıyor. Keyfimizi kaçıran şartları düzeltmek amacıyla burada toplandık. Cumhuriyet’imizin kuruluşundan bu yana eğitim hep gündemimizde. Eğitim, ahlak, adalet değerlerini körelttiğimizde hiçbir değeri kazanabilme şansımız olmayacak. Ahlak ve maneviyatta yükseliş ile çöküş bu ülkenin kaderi olmamalı. Bu dert hepimizin derdidir. O nedenle bu sempozyumu yapmaya karar verdik” dedi.
Sempozyumun ikinci oturumda konuşmacı olarak yer alan Cumhuriyet Gazetesi eğitim yazarı Ali Apaydın, “Cumhuriyetin Eğitimi, Eğitimin Felsefesi” konusuyla eğitimin tanımlayarak, eğitimin iki amacı olduğunu vurguladı. Eğitimin genel ve özel amacının olduğunun altını çizen Apaydın, “Eğitim bir amaç uğruna yapılır” ifadelerini kullandı.
Oturuma “Mesleki ve Teknik Eğitim” konusuyla katkı sunan gazeteci ve yazar Cem Seymen, eğitimde mesleki ve teknik eğitimin önemiyle rolüne değindi.
Hürriyetçi Eğitim Sendikası Başkanı Levent Kuruoğlu, “Türk Eğitim Sisteminde Gelinen Durum” konusunu katılımcılarla paylaşırken; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. Sınıf Öğrencisi Yiğit Karataş, “Eğitim/Öğretimin Hayata Uygunluğu” konusuyla, eğitimdeki teorik ve uygulamalı öğretimin kendi sosyal hayatındaki yerini yorumladı.
Katılımcılara eğitim alanında farkındalık katan sempozyum, opera sanatçısı Ayşe Meral’in müzik dinletisi ile sona erdi.