
Gürkan Plak 1970 Ziyareti
25/09/2025
9. Ankara Coffe Festival
25/09/2025
- Ankara Kent Konseyi (AKK), alanında uzman isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı, “Demokrasi, Kentleşme ve Siyaset” paneline ev sahipliği yaptı.
- AKK Başkanı Yılmaz, “Kentleşme sadece nüfus yoğunluğu değildir; ortak karar, ortak yaşam ve ortak sorumluluk üretme sürecidir. Şehir olmazsa, kültür de yaşamaz. Demokrasi, şeffaflık ve yönetime katılma kültürüyle başlar. Eğer yurttaş kent yönetiminde söz sahibi olamıyorsa demokrasi çok eksik kalır” dedi.
Siyasal katılımın toplum ile kent yaşamına etkilerini, kentleşmenin demokrasiyle ilişkisini ve geleceğini masaya yatıran, “Demokrasi, Kentleşme ve Siyaset” paneli Ankara Kent Konseyi’nde başkentlilerle buluştu.
AKK Çevre ve İklim Meclisi, Bükülmezler Vakfı ve Ankara Dayanışma Derneği iş birliğiyle düzenlenen panelde, kentleşme, kent yaşamındaki demokrasi ve siyaset faktörünün yeri ayrıntılı bir şekilde ele alındı.
AKK İcra Kurulu ve YK üyesi Ömer Şan’ın moderatörlüğünü yaptığı panelde, AKK Onur Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş, ekonomist-sosyolog Derya Tüzen ve yönetim bilimci, siyasetçi-yazar Orhan Selim Bayraktar konuşmacı olarak yer aldı.
“ŞEHİR OLMAZSA, KÜLTÜR DE YAŞAMAZ”
Panelin Açılış konuşmasını yapan AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, “Kentleşme sadece nüfus yoğunluğu değildir; ortak karar, ortak yaşam ve ortak sorumluluk üretme sürecidir. Bu üretme süreci varsa o kent yaşar, kültürü yaşar, şehir yaşar ve gelecek kuşaklara bırakacak bir eser olur. Şehir olmazsa, kültür de yaşamaz. Demokrasi, şeffaflık ve yönetime katılma kültürüyle başlar. Eğer yurttaş kent yönetiminde söz sahibi olamıyorsa demokrasi çok eksik kalır” ifadelerini kullandı.
YILMAZ, AKK’NİN KATILIM SÜRECİNDEKİ ROLÜNÜ PAYLAŞTI
AKK Başkanı Yılmaz, “Peki biz Ankara Kent Konseyi olarak bu katılım sürecine ne yaptık?” diyerek ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın kent konseyi iradesine ve kent konseyinde 6 yıldır yürütülen çalışmalara özetle şöyle değindi:
“3 bin 100’den fazla bileşen, STK’lar, üniversiteler, odalar, federasyonlar, hak temelli vakıflarla beraber yönetime katılmaya çalıştık. Türkiye’nin hiçbir yerinde oluşmayan bir güçlü yapının meydana gelme nedeni; özgüveni yüksek bir belediye başkanının ötekinin aklını merak etmesi ve oluşacak içeriği, kent yönetimine taşıma iradesidir… Ve ‘Bu kentin ortak aklına, kentte yaşayan herkesin deneyimine ihtiyacım var’ diyen belediye başkanımız, dünya çapında katılım sürecini oluşturmamıza ilk adımı attı. Bırakın Türkiye’yi dünyada da adından söz ettirdi. 13 Meclis, 46 Çalışma Grubu, 65’den fazla Alt Çalışma Grubu’yla beraber on binlerce toplantı ve bedeli ölçülemeyecek kadar bütçesiz etkinliğe sahne oldu burası. Karar alma sürecinde şeffaf ve katılımcı olunmasına katkı sağladık. Birçok kararın belediye meclisinde gündeme alınmasını sağladık. Mahallelerden kent merkezlerine, herkesin sesini duymaya ve duyması gerekenlere ulaştırmaya çalıştık. Sivil toplum ve yerel yönetimin yan yana yürümesinin kolaylaştırıcısı olduk. Birlikte düşünmeyi öğrendik, birlikte karar almayı deneyimledik, kültürümüzün her parçasında dahil olmaya çalıştık. Katılımın sadece seçim günüyle sınırlı olmadığını dağa taşa duyurduk.”
“DEMOKRASİ SADECE OY DEĞİL, ORTAK AKILDIR”
Kent için birlik ve beraberlik çağrısı yapan Yılmaz, “Biz Ankara’yı sadece yöneten değil, farklılıklarımızla birlikte yaşayan, birbirimize alan açan, birbirimizden rahatsız olmayan, beraber üreten, beraber düşünen bir kent olsun istedik” diyerek konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Çünkü farklılıklar demokrasinin zenginliğidir. Çünkü demokrasi sadece oy değil, ortak akıldır. Çünkü katılım yoksa, demokrasi eksiktir. Demokrasi sadece sandıkta değil, hayatın her alanında lazım olan bir duygu ve eylemdir. Demokrasi kentle başlar; kentleşme olmadan güçlü bir demokrasi mümkün değildir. Dağın başında demokrasi olmaz. Bu yüzden biz Ankara Kent Konseyi olarak; kentlilerle beraber karar alma süreçlerine taraf olduk, yeni bir kültürün kolaylaştırıcısı olduk. Birlikte düşünülebilir, birlikte yönetilebilir kentler olabilir örneğini arzuladık ve uygulamaya çalıştık. Kalkınma, kenti yutmak değil, birlikte büyümektir. Daha sakin, daha güvenli, daha saygılı bir kent ve daha güçlü bir demokrasi için gelin bir dakika bile pes etmeyelim, örgütlenmiş davranış bozukluğuna karşı liyakati, özgüveni yüksek, beraber iş görebilir hâle gelelim.”
UZMAN İSİMLERDEN KENTLEŞME VE DEMOKRASİYE ORTAK VURGU: “EĞİTİM, KÜLTÜR VE BİLİM”
Panelde ise AKK Onur Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş, kentleşmenin tarihsel gelişimi ile demokrasi arasındaki ilişkiyi katılımcılarla paylaşarak katılımcı yönetim anlayışındaki eğitim, kültür ve bilimin önemine, “Her şeyin başı kültür ve eğitimdir. Eğitim de bilimle olur. Eğitim ve kültür doğru orantılı olursa, kentte yaşayan kimseleri kentin sahibi olarak konumlandırır” değerlendirmesini yaparak dikkati çekti.
Ekonomist-sosyolog Derya Tüzen ise ekonomik politikaların kent yaşamı ve toplumsal adalet üzerindeki etkilerine değinerek, “Kentler, aslında toplumsal olarak uzlaştığımız da yerlerdir” dedi.
Yönetim bilimci, siyasetçi-yazar Orhan Selim Bayraktar da “Kentleşmiş, modern, ekonomik bir insan yaratabilir miyiz?” diyerek, bilimin kent yaşamında ve kentleşmedeki rolünü, modern toplumdaki çevre ve eğitim tercihlerini, demokrasinin evde, okulda ve sokaktaki yerini aktararak katılımcılara ışık tuttu. Bayraktar, “Demokrasi, tıpkı eğitim gibi ailede ve evde başlar” diye ifade etti.
-* 


