
AKK Çevre ve İklim Meclisi, ‘Kapımdaki Doğa: Sokak Ağaçları Çalıştayı’ ile Bir Başka İlke Daha İmza Attı!
03/03/2025
Ankara Kent Konseyi Kültürel Miras ve Müzecilik 1 Mart 2025 Tarihli Toplantı Tutanağı
04/03/2025AKK’de STK’lar İçin Konferans
STK’LAR GÜNÜ KURTARAN YAPILAR OLMANIN ÖTESİNE GEÇMELİ: STK’LARDA TAŞIMA SU İLE DEĞİRMEN DÖNMEZ
AKK, STK’ların yalnızca bağış toplayan ve dağıtan, yani günü kurtaran yapılar olmanın ötesine geçmesi gerektiğini vurgulanan bir konferansa ev sahipliği yaptı.
Konferansta, STK’lar için sürdürülebilir gelir modeli oluşturma, STK’ların sosyal girişime dönüşümleri gibi başlıca konular ele alınırken “Bir başkası için ne yapabilirim?” sorusuna da yanıt arandı.
Kentte ‘Ortak Akıl’ ilkesiyle çalışmalarını sürdüren Ankara Kent Konseyi (AKK), Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Projeler Çalışma Grubu ve Social Business Global iş birliğiyle, STK’ların hibe ve desteklere nasıl başvuru yapabileceğine dair atölye çalışması düzenledi.
Eğitim konferansında, STK’lar için sürdürülebilir gelir modeli oluşturma, proje yazma ve uygulama, ücretsiz tasarımlardan nasıl yararlanılacağı, bakanlıkların, kalkınma ajanslarının ve uluslararası kuruluşların hibe desteklerine nasıl başvurulacağı, STK’ların sosyal girişime dönüşümleri gibi konular ele alındı.
“STK’LARIN EN ÖNEMLİ SIKINTISI MADDİ KAYNAK”
AKK STK Çalışma Grubu sözcüsü Habib Şeker, maddi sıkıtılar yüzünden STK temsilcilerinin sesini yeteri kadar duyuramadığına değinerek, “STK’ların en önemli sıkıntısı maddi kaynak, maddi kaynak sıkıntısı olmazsa sivil toplumdaki yöneticilerin, derneğin sesi daha fazla gür çıkar ve projeler üretir. İnşallah güzel çalışmalar yapacağız. Toplantılarımıza katılıp Ankara’mız için görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim“ dedi.
“ANKARA KENT KONSEYİ, SİVİL TOPLUMLARIN GELİŞİMİ İÇİN ÖNEMLİ ROL ÜSTLENİYOR”
Ankara’nın sivil toplum örgütlerinin Başkenti olduğunu vurgulayan AKK Başkan Yardımcısı Dr. Süleyman Basa, “Sivil toplumdan, sivil toplum örgütüne giden yolda üretilen projeler çok önemli. Türkiye’de 100 binin üzerinde sivil toplum örgütü var. Sivil toplum örgütlerine üye 6 milyon üye var. Aslında bu Türkiye için düşük bir rakam. Bu Avrupa’da çok daha yüksek. Ankara’da da 10 binin üzerinde sivil toplum örgütü var ve 100 bine yakın üyesi var. Ankara, Sivil toplum örgütünün de Başkenti konumunda. Küçük-büyük demeden tüm projeleri dernek ve sivil toplumlarının atlama noktası olarak görmek lazım. Mutlaka bir proje ile yola çıkmak gerekiyor, Ankara Kent Konseyi de sivil toplumların gelişimi konusunda Ankara’da önemli bir rol üstleniyor. Ankara’da sivil toplum örgütlerinin gelişimi için çalışıyoruz” diye ifade etti.
NEYİ NEDEN YAPTIĞIMIZI BİLMELİYİZ
Yaşamı sorgulayarak ve farkındalıkla devam etmenin önemli olduğunu vurgulayan, İsmail Hilmi Adıgüzel, konuşmasından şu ifadelere yer verdi:
“ Kelimeleri anlamını bilmeden kullanıyoruz, ne yediğimizi bilmeden yiyoruz, içiyoruz ve anlamını bilmeden giyiyoruz. Birileri kullanıyor diye kullanıyoruz, birileri yiyor diye yiyoruz, birileri gidiyor diye gidiyoruz. Peki, biz birilerinin hayatını mı yaşıyoruz, onların peşinden? Halbuki bu bizim hayatımız. Hayatımızı sorgulayarak, farkında olarak, neyi neden yaptığımızı bilinçli bir şekilde yaptığımızda, gerçekten o hayatı yaşamış oluyoruz. Yanlış mı yapıyorsun? Tamam, bilerek yap. Bu çok önemli. Ama eğer yanlışı veya doğruyu bilmeden, farkına varmadan yaparsak, o yanlıştan geri dönmüyoruz. Hayatı sorgulayarak ve farkındalıkla yaşamak çok önemli.”
“SORUNLARI SOSYAL İNOVASYON İLE ÇÖZMELİYİZ”
“Bir başkasına ne yapabilirim? sorusuyla hareket edilmesi gerekir” diyen Adıgüzel, “Bizim amacımız; STK’lara beraber hem maddi imkanlar kazanabilecekleri koşullar sağlamayı, onlarla projeler yazmayı, onlara marka yönetimi, strateji geliştirme, iş geliştirme eğitimleri vermeyi, yani klasik bildiğimiz bağış toplayan, bağış dağıtan, günü kurtaran sivil toplum kuruluşları değil, yatırım yapan, uluslararası kuruluşlarla iletişim kuran, birbirleriyle temasa geçen, “Yeni ne yapabiliriz?” diye dertlenen bin tane sivil toplum kuruluşu arıyoruz. Çünkü çok iyi biliyoruz ki bu ülkenin sorunları sosyal inovasyon ile çözülür. İlla teknolojik inovasyon olması gerekmez. Bir şeyler değişmediyse, bir şeyler çözülmediyse bizim yeni bir yol açmamız lazım. Engeller çıktığı zaman inovasyon ile yeni bir yola girmemiz gerekiyor. Gittiğimiz yol, problemlerimizi çözmediyse, sürekli bağış toplayıp bağış dağıtmayı nereye kadar yapabiliriz? Taşıma su ile değirmen döner mi? Hayır. Bir sistem kurup, bize bağış üreten bir yapı inşa etmemiz lazım. Biz olmasak da o sistem işleyebilsin” ifadelerini kullandı.
STK’LAR EKONOMİLK ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAMALI
“ Sivil Toplum Kuruluşları yöneticilerinin 4-5 yıl içerisinde yorulduklarını” söyleyen Adıgüzel,” Hal böyle olunca, sonunda buralar öksüz kalıyor veya tabela derneğine dönüşüyor. Türkiye’de 101 bin dernek, 5 bin 600 vakıf, 18 bin spor kulübü, toplamda 130 bin sivil toplum kuruluşu var. Abartmadan söylüyorum, bunlardan sadece bin tanesi ekonomik özgürlüğünü sağlamış ve güçlü bir şekilde çalışsa, sorunlarımızın büyük bir kısmı gerçekten çözülebilir noktaya gelir. Ama birçoğu imkânsızlıklardan dolayı bu sosyal inovasyonu geliştirmediği için bir şey yapamaz hale geliyor. Bizim gibi inovasyona, yenilikçiliğe, bir şeyler yapmaya ve farklı yollar aramaya gönüllü bin tane STK arıyoruz” dedi.
“10 SENE SONRA ÜLKENİN SOSYAL SORUNLARIYLA MÜCADELE EDEN KİMSE KALMAYACAK”
“Derneklerde mutlaka gençler olmalı” diye vurgulayan Adıgüzel,” Eğer derneğinizin yönetiminde iki tane genç yoksa, 10 sene sonra ülkenin sosyal sorunlarıyla mücadele edecek hiç kimse kalmayacak. Sadece kendini düşünen, sadece teknolojiye odaklanmış, sadece para kazanmaya odaklanmış bir kitleyle karşı karşıya kalacağız. O yüzden bizim gençlerle de bir şeyler yapmaya ihtiyacımız var. Kurduğumuz dernekleri profesyonelce yönetirsek başarı gelir, yaptığımız güzel işlerin arkasında durabiliriz. Aksi takdirde hep kötüler gösterilip bizim yaptığımız çalışmalar linç edilir. İnternette fotoğraf paylaşmak için sosyal sorumluluk projesi yapmaktan bir an önce vazgeçmeliyiz. Düzenli mesai harcamalıyız. Süreklilik önemli” diye konuştu.
“STK’LAR KURUMSALLAŞMAK ZORUNDA”
Adıgüzel, konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı:
“hangel.org üzerinde STK’lara kaynak geliştiriyoruz, profesyonel gönüllüler bulmalarını sağlıyoruz. STK’ların gelir modeli oluşturmasıyla alakalı bir proje yazma, hibelere başvurma konusunda hem kalkınma ajansları, hem Avrupa Birliği, hem de bakanlıklara proje yazabilirsiniz. Her anlamıyla kurumsallaşmak zorundayız. Her işin başı sosyal kalkınmadır. Sosyal kalkınmayı sağlamadan, ekonomik kalkınmayı sağlarsak felaket olur. Önceliğimiz sosyal kalkınma olmalı. Sonra ekonomik kalkınma arkasından kendiliğinden gelir. Kaliteli yaşam hayalimiz, sosyal sorunları çözerek gerçekleşir. Burada da bizlere iş düşüyor.”
Katılımcıların bilgisayarlarıyla katılıp eğitim aldığı konferansta, derneklerin bağış toplayarak varlıklarını sürdüremeyeceğinden, hibe için nerelere başvuru yapabileceklerinden, ücretsiz web sitesini nasıl kurabileceklerine kadar birçok konu hakkında bilgi alındı. Programın son kısmında Adıgüzel, katılımcıların sorularına da yanıt verdi.